Antenler elektromanyetik dalgaların yayılması ve yakalanması için kullanılan araçlardandır. Antenler genelde demir, alüminyum gibi maddelerden olup dışarıdan gelecek frekans bilgilerin yakalanmasında önemlidir.
Antenle ilgilenen isim olan Guglielmo Marconi tarafından 1906 yılında yaptığı çalışmalar sonucunda icadını gerçekleştirdi. İlk olarak bilim adamı telgrafı icadını yapmıştır onu tellerden olan ilişkisini kurtarmak için manyetik dalgaları ve frekansları kullanarak antenlerin icadını gerçekleştirmiştir.
Alıcı ve verici olarak kullanılmıştır. Antenin boyu dalga ile dalgaların boyuna eşit olarak olması frekansların daha net anlaşılmasını sağlar. Frekanslar yükselmesi ile birlikte antenlerin boyutunda küçülme meydana gelir karmaşık bir yapısı vardır. Karmaşık bir yapısı olarak alıcı ve verici olarak kullanılır.
Telli telgrafın icadını gerçekleştiren Princeton Üniversitesi doğa bilimleri profesörlerinden Joseph Henry, 1842 yılında yaptığı deney sırasında üst kattaki mıknatıs ibresinin sapmasını gözlemledi. Henry uzaktan algılama olayını sezdikten sonra bir dizi deneyler yaptı. 7-8 mil uzaktaki yıldırım sebebiyle oluşan elektriksel işareti algıladı.
1875’te de Edison, elektrik devresindeki anahtarın açılıp kapanması sırasında oluşan elektrik arkını uzaktan algıladı ve hızlıca çalışmalarına devam ederek düşey konumlu tepesi yüklü ve topraklanmış antenler geliştirdi ve patent aldı.
1887 yılında H. Hertz ışıma olayının formüle edilmesi üzerine çalıştı, ilk kez polarizasyon kavramı üzerinde durdu. 1897’de Liverpool Üniversitesi fizik profesörlerinden Oliver J. Lodge bikonik anten ve anten devresinde ayarlı LC devresi için patent aldı. Empedans sözcüğünü literatüre kazandırdı. 1900’lü yıllarda parabolik yansıtıcılar, mercek antenler, açıklık antenler, dalga kılavuzları mikrodalga frekanslarında kullanılmaya başlandı. Bu tarihten sonra antenlerin gelişmesi uzun bir süre durgunluk dönemi geçirdi. 1930’lardaki radyo elektroniğindeki gelişmeler mikrodalga antenlerini tekrar gündeme getirdi.
1901 yılında Marconi, 15 KW güçlü 820 KHz’lik fan monopol antenle İngiltere – Amerika arasında Atlantik üzerinden iletişimi gerçekleştirdi. 1907 yılında Zenneck sadece antenin iyi olmasını iletişimin için tek başına etkin olamayacağını, yer sisteminin de uygun şekilde yapılmasının anteni daha verimli kılabileceğini makalelerinde gösterir.
1916-1920 yılları arasında Marconi, iletkenlerle yapılmış parabolik reflektörün odağında aktif bir anteni kullanarak 3.5 m dalga boyunda elektromanyetik alan ışıması gerçekleştirdi ve ölçülen ışıma diyagramı ile hesaplanan ışıma diyagramının uyum içinde olduğunu gösterdi.
1940-1945 yılları arası mikrodalga antenlerin ve radarların yoğunluk kazandığı dönemdir. 1945-1949 döneminde VHF yarık antenler, halka antenler, dipol ve dipol anten dizileri yoğun olarak kullanılmaya başlandı ve 1965’de COMSAT’ın ilk jeosenkronize uydusu yörüngeye oturtuldu. Bu uydu ile iletişim gelecek için büyük umutlar sergiliyordu. Yıl 1969, ve tarih 20 Haziran; aya yolculukta antenler ay üzerine yerleştirildi. O gün, elektronik tarihinin önemli kilometre taşlarından birisidir.
Manyetik Alan
Manyetik alan; hareket eden elektrik yükleri tarafından, zamanla değişen elektrik alandan ya da parçacığın doğal yapısından kaynaklanmaktadır. Elektrik alan hareketsiz yükler etrafında oluşurken, manyetik alan hareketli yükler etrafında yani akım etrafında oluşur. Elektrik yükleri yer değiştirdiğinde, yani bir elektrik akımı akmaya başladığında manyetik alan ortaya çıkar. Elektrikli cihaz çalıştığında, elektrik alanının yanı sıra, akımın besleme kablosundan lambaya geçişinden kaynaklanan bir manyetik alan da oluşturur. Manyetik alanda, manyetik akı yoğunluğu birimi tesla(T)
uluslararası birim olarak kullanılır.
Manyetik alan ölçü birimi olarak Gauss (G) birimi de kullanılmaktadır. Akım ne kadar yüksekse, bunun bir sonucu olan manyetik alan da o kadar yüksek olur. Elektrik alanında olduğu gibi, manyetik alan şiddeti de mesafe ile hızla azalır. Fakat manyetik alan, elektrik alanında olduğu gibi engel teşkil eden nesnelerce neredeyse hiç engellenmez. Manyetik alan, elektrik alan, akım ve onları oluşturan yükler arasındaki bağıntı maxwell denklemleri olarak adlandırılır. Elektrik alandaki değişiklikler manyetik alanı etkilemektedir, yani elektrik alanın olduğu yerde manyetik alan da oluşabilmektedir.
Manyetik alan, bir mıknatısın mıknatıssal özelliğini gösterebildiği alandır. Mıknatısın çevresinde oluşan çizgilere de manyetik alan çizgileri denir. Manyetik alanın çizgileri kuzeyden (N) güneye (S) doğrudur. [2] Şekil 1.1. Elektromanyetik Dalga
Elektromanyetik Dalga
Elektrik ve manyetik alan bileşenlerini içeren ve bulundukları ortamda yayılarak enerji taşıyan dalgalardır. Elektromanyetik dalgalarda elektriksel ve manyetik alan bileşenleri birbirine diktir. Yayılma, bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda meydana gelir.
Şekil 1.2. Elektromanyetik dalganın elektrik ve manyetik alan bileşenleri
Anten Tanımı
Antenler, boşlukta yayılan yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak iletim kanalı içerisinde yayılmayı sağlamak (receiver) ya da boşluğa elektromanyetik dalgaları yaymak (transmitter) amacıyla tasarlanmışlardır. Antenler, verileri yaydıkları dalgalar itibariyle kilometrelerce uzaklara taşıyabilirler. Bir anteningönderme ve alma özelikleri aynıdır. Buna antenlerin karşılıklılık (reciprocity) özeliği denir. Uydular arası iletişimde, aynı anten hem göndermede hem de almada kullanılır.
Verici Anten
Bir sistemden güç alarak çevresine elektromanyetik dalga yayan bir antene verici anten denir. Verici moddaki antenler kılavuzlanmıș dalgaları serbest dalgalara dönüştürürler.
Alıcı Anten
Çevresindeki elektromanyetik dalgalar tarafından uyarılarak bir sisteme güç aktaran antene alıcı anten denir. Alıcı moddaki antenler ortamdaki serbest dalgalar kılavuzlanmıș dalgalara dönüştürürler. Yapı olarak verici ve alıcı antenler birbirlerine benzerler. Hatta bir anten hem verici hem de alıcı anten olarak kullanılabilir.
1 . Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan ( alıcı anten) veya transmisyon hatlarından gelen sinyalleri boşluğa dalga olarak yayan ( verici anten) cihazlara Anten denir.
2 . hayvan bilimi Duyarga.
3 . denizcilik Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar.
Baz istasyonu, Cep telefonu gibi cihazların antenleri alıcı ve verici görevi yapıyor olabilirler.
Elektromanyetik dalgaları yakalamak ve yaymak için kullanılan elektronik devre elemanı anlamına gelen Antenler vericilere bağlı olarak kullanıldıklarında, enerjilerini, frekansı ayarlanabilir bir “ güç osilatörü ”nden alırlar. Küçük bir kısmı ısıya çevrilip harcanan enerjinin geri kalan bölümü, anten tarafından boşluğa yayılır. Alıcılarla birlikte kullanılan antenlerin vazifesi ise, boşluktaki elektromanyetik enerjiyi yakalayıp, bunu bir transmisyon hattı vasıtasıyla alıcı devreye iletmektir.
Verici ve alıcı antenleri, fiziki özellikleri nazara alındığında, farksızdırlar. Hatta, bir anten aynı anda
hem alıcı hem de verici vazifesi görebilir.
Uzun mesafeler arasında bilgi ( görüntü, ses vb.) taşınması kablo ile yapıldığında zor ve masraflıdır.
Ayrıca, uzun hatların çekilmesi ve daimi bakımının getirdiği bir çok teknik problem vardır. Bilgi taşınması işinde elektromanyetik dalgalardan istifade edildiğinde, bu dalgaları yüksek enerji ile atmosfere (veya uzay boşluğuna) bırakabilecek elemanlar gerekir.
Yine, boşlukta yayılmakta olan elektromanyetik dalgalardan maksada uygun olanını yakalayıp kuvvetlendirdikten sonra alıcı cihaza aktarmak icabeder. İşte anten, bu iki temel ihtiyaca cevap veren elemandır.